Monforts teknolojileri kullanıcıları sürdürülebilirlik konusunda firmayla aynı vizyonu paylaşarak sürdürülebilir kumaş üretiminde önemli ve öncü çalışmalara imza atıyor. Farklı ülkelerden denim üreticileri elyaflar, boyalar ve kimyasallardaki her yeni gelişmenin yanı sıra proses ve tedarik iyileştirmelerini ve geri dönüşüm seçeneklerini operasyonlarına hızlıca adapte ediyor. Bunlardan pek çoğu 5-9 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen Première Vision Dijital Denim Haftası’nda en son sürdürülebilir denim çözümlerini sergiledi. Etkinliğe katılan Monforts müşterileri arasında Pakistan’dan AGI Denim ve Azgard 9; İtalya’dan Berto; Türkiye’den Bossa, DNM, Kilim ve Orta Anadolu yer aldı.
Monforts Pazarlama Müdürü Nicole Croonenbroek Monforts partnerlerinin sürdürülebilir üretim konusunda kendilerine sürekli olarak yeni hedefler koyduklarını ve daha da önemlisi bunların ötesine geçtiklerini söyledi. Croonenbroek; “Katma değerli terbiye için partnerleri olarak biz işleme parametrelerini sürekli olarak optimize etmek ve üretimin boyama ve terbiye aşamaları boyunca enerji, su ve ham maddelerde daha fazla tasarruf sağlamak için onlarla yakın bir şekilde çalışıyoruz” dedi.
Bossa ve Orta sürdürülebilir denim tedarik zincirinde şeffaflık sağlıyor
İklim krizinin etkilerinin günden güne daha fazla hissedilmesiyle birlikte sürdürülebilirlik dünyanın ana gündem maddelerinden biri haline geldi. Bu bağlamda tedarik zincirinde şeffaflık ön plana çıkarken, şirketler tüm süreçler için kullandığı içerikler ve doğal kaynakların miktarı gibi pek çok bilgiyi müşterileriyle paylaşıyor. Bunlardan biri olan Türkiye merkezli Bossa bugün boyaları, enerji kaynakları ve geri dönüştürülmüş içerik kullanımı hakkında müşterilerini bilgilendiriyor. Bossa, özellikle organik pamuk için, markaların tek tek tarlaların adlarını ve yerlerini tanımlayabilecekleri QR kodları ve ayrıca belirli tohumların kökeni ve yetiştiricilerin sulama kullanımı gibi ayrıntılı bilgiler de sağlıyor.
Doğu ve Batı arasındaki ticaret için tarihi İpek Yolu’ndan ilham alan bir diğer Türk firması Orta Anadolu ise, yeni Denim Route ile pamuk, boyarmadde, kimyasallar ve çeşitli elyafların tedarik edildiği bölgeleri detaylandıran etkileşimli bir tedarikçi haritası sunuyor. Denim Route, özel bir uygulama aracılığıyla, şirketin öne çıkan kumaşlarının her biri hakkında üç yıllık yaşam döngüsü değerlendirmesi (LCA) verilerini paylaşıyor. Kullanıcılar, bir ürünün etiketindeki QR kodunu tarayarak ayrıntılı bilgi için verileri ulaşabiliyor.
Denim daha çevreci olma yolunda ilerliyor
Pakistan merkezli Naveena Denim Mills yeni Holistic koleksiyonunda, organik pamuk ve Pakistan’daki kendi biriminde parçalanmış ve geri dönüştürülmüş tüketici sonrası ve endüstriyel atık pamuk gibi bir dizi sürdürülebilir malzeme kullanıyor. Kenevir ve Tencel, koleksiyona sürdürülebilir ve estetik nitelikler kazandırırken, şirket, geleneksel elastan yerine Roica’nın Beşikten Beşiğe (Cradle-to-Cradle) sertifikalı parçalanabilir seçeneğini kullanıyor. Naveena Denim Mills polyesteri ise, re:newcell of Sweden tarafından geliştirilen ve eskimiş denim pantolonlar gibi atılan pamuklu tekstilleri, geri dönüşüm kağıdındakine benzer bir işlemle yeniden kullanan bir malzeme olan CiClo ile değiştiriyor.
Meşe ağacıyla aynı oranda oksijen üreten giysi
Monforts teknolojileri kullanan bir diğer marka Pakistan merkezli Azgard 9, Dijital Denim Haftası 2021’de aynı anda oksijen üretirken karbondioksiti emen, yaşayan ve nefes alan bir giysi tanıttı. Temelde bir bitki veya ağaç gibi davranan sürdürülebilir denim giysi, mikrobiyal pigmentasyon ile işleniyor ve şu anda LVMH gibi büyük lüks moda gruplarından Zara gibi hızlı moda markalarına kadar şirketin tüm küresel müşterileri tarafından analiz ediliyor. Giysi, yaşam döngüsü boyunca, kullanıcının yakın çevresini iyileştirecek ve yaklaşık olarak bir meşe ağacıyla aynı miktarda oksijen üretecek. Bu inovatif ürün aynı zamanda suya dayanıklı ve nefes alabilir, gelişmiş antimikrobiyal ve koku önleyici özelliklere sahip.
Azgard 9 CEO’su Ahmed Shaikh, markaların bir sonraki koleksiyonlarını düşünürken kendilerinin de gelecek için, geleceğin koleksiyonlarını düşündüklerini söyledi. “Aslında basitçe herkesin kıyafet giymesinden iklim açısından olumlu bir sonuç sağlamak istiyoruz” diyen Shaikh şimdiki hedeflerinin bunu ana akım bir konsepte dönüştürmek olduğunu açıkladı.
Biyo-kaynaklı elyaflar denime dönüşüyor
Première Vision uzmanlarına göre, ısırgan otu ve kapok gibi biyo-kaynaklı elyaflardan oluşan karışımlar içeren denimler artık daha yumuşak tuşeler, daha hafif bir his ve doğal su geçirmezlik elde etmek için kullanılıyor ve ek apre işlemlerine gerek kalmıyor. Aynı zamanda her iki elyaf da de son derece yalıtkan bit yapıya sahip bulunuyor. Neredeyse ipek benzeri görsel ve dokunsal avantajları sayesinde soya lifi de çevre dostu bir alternatif oluşturuyor. Bunların yanı sıra mısır, pancar ve şeker kamışından yapılan biyopolimerlerin tümü potansiyel yeni çözümler olarak ortaya çıkıyor.