2019 yılı sonunda patlak veren Covid-19 salgını tüm şiddetiyle devam ediyor. Bazı ülkelerde günlük vaka sayılarında her gün yeni bir rekor kırılırken, bilim adamları da virüse karşı etkili bir aşı geliştirme çalışmalarına hızla devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) en erken 2021 yılı ortalarına kadar herhangi etkili bir aşının bulunmasını öngörmüyor. Bu da demek oluyor ki, maske ve koruyucu ekipman kullanımı, sosyal mesafe oluşturma ve dezenfektan ile hijyen kurallarına sıkı sıkıya uymaya devam etmemiz gerekiyor. ‘Yeni’ normal koşulları günlük hayatımız için vazgeçilmez öneme sahip. İşte pandeminin fuarlara etkileri ve düşündürdükleri.
Türkiye ilk vakanın görüldüğü Mart ayından sonra aldığı önlemlerle Covid-19 salgını ile başarıyla mücadele eden ülkelerin arasında yer aldı. Oluşturulan filyasyon ekipleri birçok pozitif vakayı daha topluma karışmadan tespit ederek önemli işler başardı. İlk dalganın şok edici etkisi atlatıldığında, ekonomik hayatın da getirdiği baskı ile haziran ayı itibariyle yeni normal koşullarında kısıtlamalar hafifletildi ve toplumsal hayat tekrar önemli bir yoğunluğu yakaladı. Tatilden ve memleketinden dönenlerle birlikte günlük vaka sayıları ve yoğun bakımdaki hasta sayaları hızla arttı. 600-900 kişi arasına kadar inen günlük vaka sayıları 1500’ün üzerine çıktı ve artmaya devam ediyor. Eylül ayı itibariyle Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklamaya göre 2. dalganın zirvelerini yaşıyoruz. Üstelik henüz aşı ile ilgili küresel çapta net bir gelişme de ortada görülmüyor. Temennimiz salgının en kısa sürede dinmesi, ölüm sayılarının azalması ve artık ekonomi çarklarının normal şekilde dönmesi.
Pandeminin fuarlara etkileri: fuarlar peş peşe iptal edildi
DSÖ’nun Covid-19’u bir pandemi olarak ilan etmesini takiben fuarlar, kongreler gibi büyük kalabalıkları bir araya getiren etkinlikler peş peşe erteleme ve iptal duyuruları yaptı. Doğrusu da buydu. Ancak ekonomi ve tek tek sektörler açısından fuarların iptal edilmesi, bütün bir zincirin kopuşu anlamına geliyor. Bu kopuş hem iş gücü hem de nakit akışı açısından ciddi olumsuz etkileri ile uzun süre bizleri etkileyecek.
Virüsün çıktığı ilk ülke olan Çin’de hiç alışık olmadığımız bir karantina süreci başladı ve doğal olarak ilk fuar iptalleri başta Wuhan olmak üzere bu ülkede başladı. Tekstil sektörü açısından baktığımızda; 30 yıldır Çin pazarında aktif olan dünyanın en büyük fuar şirketlerinden Messe Frankfurt’un Şanghay’da organize ettiği Intertextile Shanghai Apparel Fabrics, Yarn Expo ve Intertextile Shanghai Home Textiles fuarlarını iptal etti. Bu iptallerin ardından; ISPO Beijing, Domotex Asia China Floor, Chic fuarları, dijital baskı teknolojileri fuarlarından Sign China, Appexpo 2020’de aynı kaderi paylaştı. Salgının çevre ülkelere de hızla yayılmasının ardından Pakistan’da organize edilen IGATEX, ICADEX; Bangladeş’te DTG ve Hindistan’da Apparel Sourcing Week’te ertelendi.
Kuşkusuz 2020’nin en önemli tekstil ve baskı sektörü fuarları ITM, INDEX, DRUPA, FESPA Global, FESPA Eurasia ve ITMA ASIA CITME olacaktı. Fakat bu fuarlar da aynı nedenden dolayı ertelenmek zorunda kaldı. Fuarlar ilk olarak bu yıl içinde bir tarih duyururken, sonrasında 2021’e yeni tarih verdiler. Mart ayında planlanan ancak pandemi nedeniyle ertelenen FESPA Global Print fuarı ilk olarak Ekim 2020 tarihini duyurdu, daha sonrasında ise Mart 2021 tarihi açıklandı. Daha garanti yol izleyen fuar şirketleri de vardı tabi. CEMATEX tarafından organize edilen ITMA ASIA CITME direkt olarak Haziran 2021’e, haziran ayında gerçekleşmesi beklenen ve Messe Düsseldorf’un organize ettiği DRUPA ise Nisan 2021’e ertelendi.
Türk fuarlarında da senaryo aynı
ITM 2020 organizatörleri, haziran ayında organize edilecek fuarı önce temmuz ayına daha sonra ise en doğru karar ile Haziran 2021 yılına ertelemek zorunda kaldılar. İşin kötü tarafı, organize edildiği bölgelerin mihenk taşları sayılan ITM ve ITMA ASIA CITME fuarları arasında sadece 10 günlük bir süre var. Türkiye’nin ve bölgenin en önemli tekstil makineleri fuarı ITM ertelenirken olası yeni tarihler için katılımcılardan görüş alındı mı? Örneğin fuarın 2.kez ertelendiğini bildiren bir sosyal medya gönderisinin altına gelen mesaj aslında gayet açık.
Türkiye’de iki rakip fuar olarak niteleyebileceğimiz FESPA Eurasia ile Sign İstanbul fuarları da ertelemeye giderek aslında medyaya ve tüm katılımcılara rahat bir nefes aldırdılar. Sign İstanbul tabiri caizse ucu ucuna ertelenirken, FESPA Eurasia aralık ayında olmasının avantajıyla 2 ay öncesinden iptal edildi. Bu iki fuarın aynı anda iptal kararı alması aslında kafalarda bazı soru işaretleri kalmasına neden oldu. Umuyoruz ki, bir sonraki yazımız için iki fuarın yetkililerinden bizleri tatmin edecek yanıtlar alabiliriz.
Katılımcılara geri ödeme yok, sonraki fuara ‘zorunlu’ katılım var
İptal ve erteleme haberlerinden önce, Türkiye’de organize edilen fuarların katılımcılarıyla yaptığımız görüşmelerde, fuar şirketlerinden bazılarının -Ne olursa olsun fuarı organize edeceğiz- cevabı verdiklerini öğrendik. Fuar katılım ücretlerinin iadesini isteyen firmalara ise kesinlikle böyle bir durumun söz konusu olamayacağı yanıtı bazı organizatörler tarafından verilmiş. Tabi ki bu durumlar hukuksal anlamda fuar şirketi ve katılımcı firma arasında yapılan sözleşme çerçevesinde belirleniyor. Ancak tüm dünyada etkisini şiddetle gösteren Covid-19 salgını, ülke ekonomilerinde tarihi görülmemiş bir resesyona sebebiyet veriyor. Dolayısıyla kim haklı, kim haksız bu konunun değerlendirmesini sizlere bırakıyoruz.
Bahsettiğimiz fuarların dışında yine binlerce ziyaretçi ağırlayan sektörün önemli fuarlarından bazıları tek erteleme yaparken, bazıları ise 3 sefer erteleme yaparak adeta pandemiyi o kadar da önemsemediklerini göstermiş oldu. Dahası, 2020 sonuna doğru organize edilmesi planlanan bölgesel birkaç fuar, erteleme-iptal duyurusunu bir yana bırakın yeni katılımcılarını duyurmaya devam ediyor. Ekonomi, insan sağlığının önüne mi geçiyor? Yoksa Covid-19 salgını bir satış taktiği haline mi geldi? Diğer fuarların iptalini avantaj olarak kullanıp son dakika yeni bir tarih duyurusuyla 2021 katılımları garanti altına mı alınmak isteniyor? Milyon TL’lik cirolara sahip firmaların bu türden biz tuzağa düşmeyeceği kesin.
Etkinliklerin iptal kararlarını ne zaman aldığı tartışıladursun, ertelenen fuarların en büyük katılımcılarının 2021’de organize edilmesi planlanan fuarlara katılmama kararı aldıkları ve fuar şirketleriyle iptal görüşmeleri yaptıklarını öğrendik. Her ne kadar korkutucu bir senaryo da olsa, önümüzdeki dönemde bu türden haberlerin duyurusunun yapılması bizleri çok da şaşırtmayacak.
Pandeminin fuarlara etkileri: 2020 güz döneminin gözdesi Sanal Fuarlar
Fiziksel fuarların boşluğunda, önce hibrit sonra sanal fuar organizasyonları gündeme oturdu. Neredeyse her gün yeni bir sanal fuar tarihi açıklanıyor. Büyük fuar şirketlerinin yanı sıra, fiziksel fuar organize etmeyen ya da edemeyen kişi, kişiler ve fuar şirketleri de sanal fuar organize etmeye başladı. 20.000 TL’lik altyapı ve 50.000 TL’lik paket yazılım ile herkes ortalama bir sanal fuar organizasyonu yapabilir. Peki, gerçekten bu boşluk doldurulabilecek mi ve bir zamanlar oldukça popüler olan Directory – Dizin sitelerinden daha fazla katkı sağlanabilecek mi? Son 3-5 yılda denenen sanal fuar etkinlikleri 1-2 organizasyonun ötesine geçemedi.
Sanal fuar altyapılarının artıları olduğu kadar eksileri de mevcut. Örneğin, iyi bir SEO yapısına sahip; 3.parti yazılımlarla potansiyel müşterilerini halihazırda bir araya toplayabilen bir firma neden sanal fuar katılımına ihtiyaç duysun çok emin olamıyoruz. Kanaatimiz sanal fuarların en faydalı olacağı kesim, daha küçük, kendi lansmanını ekonomik ve teknik olarak gerçekleştirmede zorlanması muhtemel firmalardır. Büyük firmalar için ise bir prestijden öteye geçecek bir getirisi olmadığını düşünüyoruz. Hükümetimizin de bilişim konusunda getirdiği ekonomik destek paketleriyle bir süre daha sanal fuarların sayıları giderek artacak ve aynı fiziksel fuarlarda olduğu gibi, gerçekten önemli sayıda katılımcı toplayan ve sistemiyle fark yaratan fuarlar kalıcı olacak.
Artık marka değil, sistem konuşacak.