North Carolina Eyalet Üniversitesi ve Cotton Incorporated’ın yeni araştırması, selülozik mikro elyafın biyolojik olarak parçalanabilirliği hakkında önemli bilgiler veriyor. Buna göre yıkanan pamuk mikro elyafı, atık su arıtma, tatlı su ve tuzlu su ortamlarında bulunan tuvalet kağıdındaki selülozik mikro elyafa göre daha hızlı parçalanıyor. Ayrıca, sentetik malzemelerden elde edilen mikro elyaflar biyolojik olarak kolaylıkla parçalanmıyor ve test edilen tüm ortamlarda test periyotlarından sonra kalıcı halde duruyor. Araştırmacılar, tuvalete atılabilen tek kullanımlık mendillerden, kağıt mendillerden ve ağartılmış pamuklu jarse örgü kumaştan üretilen pamuk ipliğinden elde edilen selülozik mikro elyafın, test edilen tüm koşullarda büyük ölçüde biyolojik olarak parçalanabildiğini gösterdi.
Yıllık tuvalet kağıdı kullanımı 1,4 milyon tişörtün yıkanmasıyla aynı mikrofiber emisyonuna sebep oluyor
Cotton Incorporated Başkan Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Direktörü Ph.D. Jesse Daystar; “Amerika Birleşik Devletleri’nde tuvalet kağıdı mikro elyafı atık su arıtma sistemine kişi başına yılda 45 pound (yaklaşık 20 kg) oranında girdiğinden, selülozik mikro elyafa en önemli katkıyı sağlayan unsurlardan biridir” diyerek Amerika Birleşik Devletleri’nde tuvalet kağıdı kullanımından kaynaklanan yıllık mikro elyaf emisyonunun, 1,4 milyon tişörtün yıkanmasından kaynaklanan mikro elyaf döküntüsüne eşit olduğuna dikkat çekti. Daystar, araştırmalarının atık su arıtımında, tatlı su ve tuzlu su ortamlarında pamuk mikro elyafının tuvalet kağıdı mikro elyafına eşit veya daha hızlı biyolojik olarak parçalandığını doğruladığını, toplumun ve doğanın bunları yönetme yeteneğini gösterdiğini belirtti.
Çalışma ayrıca karışımlı nonwoven mendillerdeki polipropilen varlığının selüloz bileşeninin biyolojik olarak parçalanmasını engellemediğini de buldu. Bu, tek bir üründe birleştirildiğinde bile selülozik bileşenin bağımsız olarak parçalanabileceğini, polipropilenin ise parçalanmadan kaldığını gösteriyor.
Cotton Incorporated Ürün Geliştirme ve Uygulama Operasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Mary Ankeny, sonuçların, selülozik ve pamuk bazlı ürünlerde bulunan elyafın çeşitli ortamlarda kolayca biyolojik olarak parçalanabileceğini yeniden doğruladığını belirterek; “Araştırmamız, daha sürdürülebilir bir gelecek sağlamak amacıyla çevremizde biyolojik olarak parçalanamayan atıkların birikmesini azaltmak için sentetik alternatifler yerine doğal elyafları seçmenin önemini vurguluyor” dedi.
Bu araştırmada pamuklu mikro elyafın, ticari olarak temin edilebilen tuvalete atılabilir mendillerin, selüloz bileşenli polipropilen bazlı nonwoven mendillerin ve tuvalet kağıdının biyolojik olarak parçalanabilirliği incelendi. Biyolojik olarak parçalanma, bir ECHO solunum ölçerde standart yöntemler kullanılarak atık su arıtma tesisi katılarında, deniz suyunda ve göl suyunda test edildi. Deneyler, karbondioksit (CO2) emisyonları sabitlenene kadar devam etti ve biyolojik parçalanmanın nihai boyutu, element analizden elde edilen teorik CO2 üretimine dayalı olarak hesaplandı.