Tekstil, giyim ve konfeksiyon endüstrileri için dijital baskı çözümleri sunan Kornit Digital, hem firmanın düzenlediği Kornit Moda Haftası defilelerinde hem de diğer önemli moda haftalarında, tasarımcıların kreasyonlarını yalnızca haftalar içerisinde nasıl konseptten podyuma taşıyabildiğini gösteriyor. Son olarak 19-22 Mart tarihlerinde Tel Aviv 2023 Kornit Moda Haftası’nda dünya çapındaki 28 tasarımcı, dijital baskı ve iş akışı olanaklarını kullanarak hazırladıkları kreasyonlarını sergiledi.
Geleneksel üretim modelinde, bir konseptin podyuma çıkması için gereken sürenin bir yılı geçtiğini söyleyen Kornit Digital EMEA’dan Sorumlu Başkanı Chris Govier, pazara giysi sunabilmek için de önce envanter oluşturmak gerektiğini belirtti. Envanteri oluşturmak için gerekli ham maddelere istikrarlı biçimde veya maliyeti denetim altında tutarak erişim sağlamak gerektiğine dikkat çeken Govier, buna karşın tedarik zincirlerinin oldukça kırılgan olduğunu vurguladı. Govier süreci kısaca şu şekilde özetledi: “Kreasyonunuzun ilgi görmesi konusunda bir kumar oynamışsınızdır ve bu kumarı kaybettiğinizde tek sorun kar marjınızın küçülmesi değildir; bir de zaten sorunlu bir alana daha fazla atık bırakmış olmanın getirdiği itibar kaybını yaşarsınız.”
Talep üzerine baskı sistemleri sınırları kaldırıyor
Chris Govier, GOTS, OEKO-TEX Eco Passport ve BLUESIGN gibi çok sıkı çevre standartlarını karşılayan pigment bazlı boya kullanmanın yanında talep üzerine baskı sistemlerinin, tasarımcılara sadece birkaç hafta içinde kreasyonlarını bir konsept olmaktan çıkarıp podyum aşamasına hazırlama yeteneği kazandırdığını dile getirdi. İsteğe özel sunulan kullanıma hazır kumaşlarla bunun birkaç dakika içinde mümkün olduğunu söyleyen Govier, bu kumaşların hem farklı malzemeyle numuneler yaratmak hem de grafik efektleri için mükemmel olduğunu ifade etti. Govier sözlerini şöyle sürdürdü: “Üretim maliyeti düşük ve tutarlı, yani bir siparişte de bin siparişte de güvenilir kar marjını korursunuz. Pazara sürme hızı, verimli bir iş akışının ve görünürlük sistemlerinin desteğiyle pikselden parsele sorunsuz ilerleyen, sorumlulukla düzenlenmiş bir ikmal sürecine dayanır ve sadece satılmış olanın üretilmesi anlamına gelir. Bu gerçekçi bir işletme modeli olduğu gibi öngörülmeyen kesintilere karşı operasyonları korur ve tedarik zinciri risklerini ortadan kaldırmak için de operasyonları yakın ülkelere taşıma (nearshoring) veya ülke içinde (onshoring) sürdürme imkanı sağlar.”
Dijital moda üretimi tasarımcıları cesaretlendiriyor
“Dijital moda üretiminin mekaniğini tartışmak başkadır, hazır ürünün neye benzediğini görmek başka” diyen Chris Govier, bu nedenle Red Carpet Green Dress™ gibi kuruluşlarla iş birliği yapmanın, dijital dünyanın vaatlerinden hareketle ürün sunan bir süreçten ne kadar cesur ve güzel kreasyonlar ortaya çıkabileceğini göstermek açısından önemini vurguladı. Govier; “Bu vaatler daha az emek, daha az malzeme, daha az enerji, daha az zaman ve karbon ayak izlerini azaltmak için daha az mekan kullanırken sizden hiçbir ödün istenmemesi, hatta birçok durumda size yeni görsel ve dokunsal olanaklar sunulması anlamına gelir. New York Moda Haftasında threeASFOUR ve YesAnd ile gerçekleştirdiğimiz çalışmalar, bunun mümkün olduğunun kanıtıdır. Los Angeles, Tel Aviv ve Londra’daki Kornit Moda Haftası defilelerimiz ise bu imkâna tanıklık eder” dedi.