Yatırım ile başlayıp üretime kadar bütün süreç boyunca baskı profesyonellerinin fiyat yerine kalite odaklı düşünmesi gerektiğini söyleyen Serkan Çağlıyan, fiyat rekabetinde kaybedenin nihayetinde bunu yapan taraf olduğunu dile getirdi.
Dijital baskı teknolojileri pazarın üretim çeşitliliği talebi, yüksek hız beklentisi, yaygınlaşan çevresel ve sağlık kriterleri ile nihai ürünlere dönük kalite beklentisi ile gelişmeye devam ediyor. Geçmişte on yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler beş yılın altına indi. Her yıl yeni makinalar veya güncellemeler hayatımıza giriyor. Makine gövdesinden baskı kafalarına, boyalardan yazılıma kadar yoğun bir AR-GE çalışması ve teknoloji içeren baskı makineleri birer ticari mal olarak pazarda yer buluyor. Cezbedici fiyat kampanyalarının yoğun yaşandığı pazarda, yatırımınızda sizin için ‘doğru’ olanı değil ‘en ucuz olanı’ tercih etmeniz pahalı sonuçlara yol açabiliyor.
Dijital baskı sektöründe yatırım maliyetlerinin çok tartışılan bir konu olduğunu söyleyen Pigment Reklam firma sahibi Serkan Çağlıyan, sözlerini şöyle sürdürdü; “Arkasında yoğun bir teknolojik bilgi ve çalışma bulunan dijital baskı yatırımlarında sadece etiket fiyatlarına bakarak yatırım yapmak ciddi riskler taşıyor. Tropik iklimlerde yetişen etçil/etobur bitkiler vardır. Bunlar oldukça renkli görünümlü ve hoş kokuludur. Dolayısıyla arıları, kelebekleri, böcekleri kendisine çeker. Ancak aldatıcı kokusu ile kurbanını bir kez yakaladığı zaman iş işten geçmiştir. Fiyat rekabeti etçil bitkilerin yaydığı hoş koku gibi ucuz yatırım arayanları kendine çekiyor ve sonuç çok zaman firma için pahalıya mal oluyor” dedi.
Halen yapılan ve yapılabilecek potansiyel baskı işi ve uygulamalarının yatırım sürecinde iyi incelenmesi gerektiğini belirten Çağlıyan, makinenin çalışırken ortaya koyduğu maliyetin ve makine ile birlikte verilecek teknik servisin fiyattan daha önemli kriterler olduğunu açıkladı. Çağlıyan; “Baskı yapılacak medya çeşitliliği, kullanılabilecek boya türleri, kürleme maliyeti, üretimdeki telef oranı, enerji-boya ve kimyasal tüketimi ve taslaktan fine art moduna kadar bütün baskılardaki gücü, hatta operatörlerin kolay kullanımı bile göz önünde tutulmadan sadece fiyata bakmak, zarar edilecek bir yatırıma imza atmak anlamına gelebilir” diye konuştu.
Pigment Reklam’ın UV baskı alanında swissQprint ve HandTop, dijital kesim alanında ise bullmer markası ile pazara çözüm sunduğuna değinen Serkan Çağlıyan, kapsamlı çözümlerinin müşterilerden yoğun ilgi gördüğünü aktardı. UV baskı ve dijital kesim alanında Pigment Reklam’ın pazarda başarısını kanıtladığını vurgulayan Çağlıyan, Türkiye’nin her yerine 7/24 güçlü ve kapsamlı teknik destekle ulaşabildiklerini açıkladı.
Baskı Sektörü Rekabet Çerçevesini Genişletmeli
Giriş seviyesinden endüstriyel boyuta kadar Türk baskı sektöründe binlerce oyuncunun yer aldığını dile getiren Çağlıyan; Türk baskı sektörünün kriz dönemlerinde bile çift haneli rakamlarla büyüme elde ettiğini hatırlattı. Türk baskıcıların artık sadece Türkiye için değil çevre bölgeler ve hatta ihraç pazarları için üretim yapar hale geldiğini vurgulayan Çağlayan; baskı profesyonellerinin yeni yatırımlarla büyüme sürecini sürdürdüğünü; katıldıkları fuarlarda bunu bire bir gözlemlediklerini aktardı. Çağlıyan sözlerini şöyle sürdürdü;
“Dış cephe uygulamaları, bina giydirmeleri, tabela, afiş, tekstil tabela, araç kaplama, cam uygulamaları; iç mekan düzenlemeleri ve daha birçok yeni alan en gözde uygulama alanları olarak dijital baskıcılara yeni fırsatlar sunuyor. Bu fırsatlar pazarda ciddi rekabeti beraberinde getiriyor. Artan firma sayısının getirdiği rekabet ne yazık ki, genelde kalite üzerinden değil daha düşük fiyat ile ele alınıyor. Sürdürülebilir bir iş için gereken sınırın altına inen fiyatlar; kısa vadede artan satışlar getirse de sonunda işi yapanın zarar hanesine yazılacaktır. Hatta bu durum piyasanın tümünü olumsuz etkiler ve yıkıcı bir fiyat dalgası piyasayı sarsabilir. Bunu daha önce gördük. Bunun önüne geçmek için yatırım sürecinden işi teslim sürecine kadar iyi hesaplanmış bir iş yönetimi gerçekleşmeli. Rekabet çerçevemizi genişletmeliyiz. Fiyatın değil kalitenin kendisini satmasını sağlamalıyız.”