Epson, ITMA 2023 fuarında sürdürülebilirlik ve teknolojik gelişmelere yaptığı güçlü vurgu ile dijital tekstil baskısında önemli bir etki yarattı. Özellikle Monna Lisa serisi ile büyük ilgi gören firma, fuar boyunca dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri ağırladı. Epson Como Baskı Teknolojileri Ticari Direktörü Paolo Crespi, kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportajda, şirketin fuarda sergilenen çığır açıcı yenilikleri hakkında bilgi verdi.
Crespi, İtalya’nın yanı sıra Türkiye ve Latin Amerika’dan gelen çok sayıda ziyaretçiyi stantlarında ağırladıklarını söyledi. Hindistan’dan da çok sayıda ziyaretçileri olduğunu belirten Crespi, Hindistan’ın tekstil baskısı için büyüyen bir pazar olarak önemine değinerek, bunu ülkenin artan dijitalleşme çabalarına ve sürdürülebilir ve yerli üretim tekstillere yönelik artan talebe bağladı.
Epson Monna Lisa serisi tekstil baskısında fark yaratıyor
Bu fuardaki stantlarının %100 Epson damgasını taşıdığını ve Epson ailesiyle tam entegrasyonlarını simgelediğini paylaşan Paolo Crespi her biri inovasyon ve sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarının benzersiz bir yönünü temsil eden teknolojilerinden bahsetti. Crespi, küçük üretim çalışmaları için tasarlanmış küçük ölçekli bir ünite olan ‘mini Monna Lisa’nın all-in-line (hepsi bir hatta) baskı konseptini temsil ettiğini söyledi ve ayrı ön ve son işlem süreçlerine gerek kalmadan çeşitli kumaşlar ve elyaflar üzerine doğrudan pigment baskı yapılmasını sağladığının altını çizdi.
Bu konsepti temel alan Epson Como Printing Technologies, gelişmiş üretkenlik ile all-in-line yaklaşımını daha da gösteren yarı endüstriyel bir makine olan Monna Lisa ML-13000’i de sundu. Crespi; “Monna Lisa ML-13000, küçük lotlu üretime olanak tanıyan ve sektörün gelişen ihtiyaçlarını karşılayan makul bir üretkenlik oranında verimli baskı sunuyor.” Epson Como Printing Technologies ayrıca pamuk, keten, viskon, ipek ve yün dahil olmak üzere çeşitli elyaflar üzerinde canlı ve uzun ömürlü baskılar sunabilen yeni bir mürekkep yapılandırmasına sahip Monna Lisa ML-8000’i de sergiledi.
Sürdürülebilirliğin anahtarı esnekliktir
Tüm Monna Lisa modellerinin maksimum esnekliğe odaklanmasının önemini vurgulayan Paolo Crespi şunları söyledi: “Bu yılın teması sürdürülebilirlik. Metrelerce üretim kapasitesine sahip baskı makineleri üretme kapsamında, zaman kaybetmeden, kimyasal ve yer israf etmeden mümkün olduğunca iyi üretim yapmanız gerektiği anlamına geliyor. Dolayısıyla, hazırladığımız tüm baskı makineleri daha esnek olmak için bu konsepte sahip.”
Crespi ayrıca şirketin su bazlı pigment mürekkeplerinin su tüketimini, kimyasal kullanımını ve üretim süresini azaltırken çevre dostu bir alternatif sunduğunu söyledi. Crespi, bunun avantajlarını şöyle açıkladı: “Pigment mürekkeplerimiz daha sürdürülebilir bir baskı süreci sağlıyor. Geleneksel olarak tekstil baskısı ile ilişkilendirilen aşırı su tüketimi ve kimyasal kullanımı ihtiyacını ortadan kaldırıyor.”
Epson’un 20 yıllık pigment baskı deneyimiyle istenilen dokunuş ve his
Pigment baskıların temel sorunu olan dokunuş ve his hakkında sorduğumuz soruya cevaben, Paolo Crespi bunun bir endişe kaynağı olmadığını, çünkü 20 yıldır pigment baskı yaptıklarını ve bu tür bir sorun yaşamadıklarını belirtti.
Terbiye işlemi sırasında, sert bir dokunuş, yumuşak bir el hissi veya su geçirmezlik gibi istenen özellikleri elde etmek için kumaş işlemlerinin uygulanabileceğini söyleyen Crespi sözlerine şöyle devam etti: “Tasarım basıldıktan sonra başka bir adımla, yani terbiye süreciyle desteklenmelidir. Apre işlemi sırasında istediğinizi yapabilirsiniz. Çok sert bir kumaşa ihtiyacınız var, reçineyi koyarsınız ve sert bir kumaşınız olur. Örneğin, bir gömleğe baskı yaparken çok yumuşak bir tuşeye ihtiyacınız vardır. Yumuşatıcı bir madde eklersiniz ve çok yumuşak bir tuşeye sahip olursunuz. Dış mekan için pamuk elyafı olduğundan su geçirmez bir maddeye de ihtiyacınız vardır. Dolayısıyla, su geçirmezlik için reçine veya karbon reçine ile son işlem yapıyorsunuz.” Crespi, pigment için gerçekten parlak ve yeterince derin sekiz renge sahip olduklarını da sözlerine ekledi.
Crespi ayrıca pigment mürekkebin yeni bir şey olmadığını, pigment mürekkep sürecinin geleneksel baskı sürecinde yüzlerce yıllık, dijital süreçte ise 20 yıllık uzun bir hikayesi olduğunu belirtti. Pigment prosesinin su, kimyasal ve enerji tüketimini azaltmaya olanak sağladığını aktaran Crespi sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim için hedef sadece pigmentle devam etmek değil çünkü herkes pigmentle devam ediyor. Ama aynı zamanda ilerliyor ve kalitenin zirvesinde kalıyoruz çünkü bu tür pigment baskıyı başka kimsenin yapamayacağı özel bir efektle birlikte sunabiliyoruz. Geçmişte bazı özel efektler sadece rotasyonla basılabiliyordu: Yani altın efekti veya metal folyo için tutkal veya mat, reçine, parlak reçine ve daha fazlası. Bugün bunları dijital olarak yapabiliyoruz. Fuarda sunduğumuz Monna Lisa ML-16000/HY bu anlamda harika bir örnek.”
“Sürdürülebilirlik için kolektif çaba şart”
Epson’un çevresel sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığından bahseden Paolo Crespi, Epson’un 2050 yılına kadar karbon nötrlüğe ulaşma hedefi koyduğunu hatırlattı. Sürdürülebilirlik üzerinde önemli bir etki yaratmak için kolektif çabaların önemini vurgulayan Crespi: “Elbette bu adım adım takip etmemiz gereken büyük bir tren. Ancak bir hedefe sahip olmak önemlidir. Ve şu anda yaptığınız her şey, adım adım bu hedefe ulaşacaktır. Eğer biz başarabiliyorsak, siz de başarabilirsiniz. Ve böylece muhtemelen 2050’de dünya biraz daha iyi olacak” dedi. Crespi, İstanbul’daki ITM 2024’te sektörle tekrar buluşmayı ve daha sürdürülebilir ve daha iyi bir dünya için tekstil baskısındaki yenilikleri tartışmayı heyecanla beklediklerini sözlerine ekledi.