6 Şubat tarihinde Türkiye’yi derinden sarsan ve 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türk tekstil sektörü toparlanma için çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, İTHİB Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte Kahramanmaraş ve Hatay’a yaptıkları ziyarette, deprem bölgelerinde yapılan çalışmaları ve sanayinin son durumunu yerinde inceledi. Fabrikaları gezerek durum değerlendirmesi yapan Öksüz; “Depremin ardından gelişen süreçte üretimin yüzde 70’i yeniden devreye alındı. Üretmeye ve Türkiye’ye değer kazandırmaya devam ediyoruz” dedi.
Deprem bölgesine dönüşlere teşvik verilmesi gerekiyor
Yaşanan deprem felaketinden tekstil sektörünün büyük yara aldığını belirten Ahmet Öksüz, depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ın, hem tekstil sektörü ihracatında önemli bir yere sahip olduğunu hem de üretim gücü olarak Türkiye’nin en büyük şehri olduğunu vurguladı. Türk tekstil ve hazır giyim sektörlerinin iplik ve kumaşta ana tedarikçisi olan Kahramanmaraş’ta firmaların büyük yara aldığını söyleyen Öksüz, yaraları sarmak ve toparlanmak için ilk günden itibaren çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi. Türk tekstil sektörü olarak modern üretim altyapıları ve entegre üretim gücüyle dünyada sayılı ülkeler arasında yer aldıklarını hatırlatan Öksüz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sektörümüzün tüm alt ürün gruplarında güçlü üretim ve ihracat ağına sahibiz. Depremin etkilendiği bölgelerdeki fabrikalara ve üreticilere destek verilmesi büyük önem taşıyor. Deprem bölgelerinde maalesef istihdam sağlayamadığı için halen tam kapasite devreye giremeyen işletmelerimiz bulunuyor. Bu çerçevede deprem bölgesinde istihdamı artırmak üzere işçilerimizin ödedikleri vergiden kesintiler yapılmaması; tersine göçü artıracak ilave teşvik mekanizmaları geliştirilmesi gerekiyor. Dünyadaki konumumuzu ve rekabet gücümüzü korumak adına bu desteklere ihtiyaç duyuyoruz. Sadece üretim gücümüz ya da ihracatla değil, istihdam kapasitemizle de Türkiye’nin en önemli sektörlerinin başında geldiğimizi söylemek isterim. Bundan sonraki süreçte de ülkemize ve milletimize kazandırmaya devam edeceğiz.”
“Tekstil sektörü olarak maliyetlerimizi ürün fiyatına yansıtamıyoruz”
Türk tekstil sektörünün 2022 yılını 12,9 milyar dolarlık ihracatla kapattığını ve 2023 yılının ilk 5 ayında ise 4,9 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiklerini hatırlatan Ahmet Öksüz, yıl sonunda 13 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirerek mevcut seviyemizi korumayı hedeflediklerini söyledi. Tekstil sektörü olarak önceliğin uluslararası rekabette pazar payını kaybetmemek ve küresel pazardaki payı artırmak olduğunun ifade eden Öksüz, sektör olarak üretim maliyetlerinin yükselmesinden dolayı sıkıntılar yaşadıklarının altını çizdi. Öksüz; “Tekstil sektörümüzü en çok etkileyen hususların başında üretim maliyetleri geliyor. Sektör olarak enerji maliyetlerinin firmalarımızı üretimlerini durduracak seviyeye geldiğini bakanlıklarımıza iletmiştik. Devletimiz sağ olsun peş peşe iyileştirmelerle enerji fiyatlarını nispeten makul seviyelere indirdi. Bununla birlikte asgari ücret artışı da sektörümüzü etkileyen hususların başında geliyor. Üretim maliyetlerimiz Asya, Kuzey Afrika, Türk Cumhuriyetleri gibi rakiplerimizin çok üzerinde. Söz konusu maaliyetleri maalesef küresel müşterilerimize de yansıtamıyoruz. Çünkü küresel ölçekte bir talep daralması söz konusu” diye konuştu.
“Sübvansiyona karşı ithalata acil önlem alınmalı”
Pandemi sürecinde Çin’in özellikle Avrupa ve ABD pazarlarında büyük yara aldığını dile getiren Ahmet Öksüz, Çin’in pandeminin bitmesiyle birlikte mevcut pazarlarındaki payını koruyabilmek adına firmalarını çok önemli seviyelerde sübvanse ettiğine dikkat çekti. Öksüz: “Çok agresif bir şekilde hareket ediyorlar. Çin’in sübvansiyonları sadece ihracatımızı etkilemiyor, aynı zamanda iç piyasa üretimimizi de etkiliyor. Çin, Türkiye’ye de çok önemli seviyede tekstil ürünü ihracatı gerçekleştiriyor. 2022 yılında maalesef 2 milyar doların üzerinde dış ticaret açığı verdik. Üstelik tekstil sektörümüz her zaman verdiği dış ticaret fazlasıyla Türkiye’nin gurur kaynağı olmuş; Türkiye’ye döviz kazandırmış bir sektör” ifadelerini kullandı. Öksüz, bu çerçevede bakanlıklardan beklentilerinin ithalata yönelik acil bir önlem alınarak istihdamın ve milyarlarca dolar yatırımla kurulan üretim kapasitelerinin korunması olduğunu belirtti.