Alper Moda’nın en yeni ve doğrudan tüketiciye ulaşan ilk şirketi Comeup, 2020 yılından bu yana aktif giyim pazarında büyüyerek ilerlemeye devam ediyor. Pandeminin etkilerinin sürdüğü 2021 yılında cirosunu iki kat artıran ve 2022’de yüzde yüz büyüme hedefleyen marka; koku ve bakteri oluşumunu önleyici teknoloji içeren sporcu sütyeni, tayt, şort, body, tişört, spor ceket, crop top, spor tulumu ve sporcu atletinden oluşan ürün portföyüyle hizmet veriyor. Yıllık yaklaşık 2.5 milyon adet üretim kapasitesine sahip bulunan Alper Moda’nın kendi fabrikalarında üretilen Comeup marka giysilerin satışı ise, müşterilere doğrudan ulaşabilmek için yalnızca markanın kendi web sitesi üzerinden gerçekleştiriliyor. 1986 yılında kurulan Alper Moda, Comeup markasının yanı sıra 3 ayrı şirketi ile örme kumaş, iplik büküm, dokuma ve tam entegre (örgü, boya, dikim, ütü /paket) bir üretim tesisi ile yüzde yüz yerli dikişsiz (seamless) giyim üretimi ve ihracatı gerçekleştiriyor.
Comeup artan gündelik şık ve spor giyim talebine yanıt veriyor
Textilegence’a konuşan Comeup Genel Müdürü Alper Türk, 2021 yılında pandeminin ve evlere kapanmanın etkisiyle insanların hareketsiz kalmamak için spora yöneldiğini söyleyerek, bu durumun giyinme alışkanlıklarına da yansıdığına ve günlük yaşamda rahat ve konforlu kıyafetlere ilginin arttığına dikkat çekti. Bu bağlamda, teknolojinin etkin kullanımı ve yenilikçi yaklaşımı ile değişen dünya dinamiklerine hızlı uyum sağlamanın ve yenilikçiliğin öncelikli değerler olduğunun altını çizen Türk, pandemi döneminde kurulan bir marka olarak, değişen tüketici tercihlerinin satış grafiklerine de yansıdığını belirtti.
Özellikle spor giyim konusundaki yüksek bilgi birikimleri ile her zaman kendi markalarını ortaya çıkarma fikirlerinin olduğunu dile getiren Türk; “Comeup aktif spor giyim pazarında faaliyet göstermek üzere, odak noktası performans ürünleri olan moda ve teknik özellikleri spordan sokağa taşımak hedefi ile 2 yıllık bir ön hazırlık döneminin ardından, 2020 Nisan ayına faaliyetine başladı. Dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde markanın çıkışının bekletilmesi ya da başlatılması konusunda bir süre kararsız kalsak da tüm hazırlıklarını tamamladığımız markamızı hayata geçirdik” dedi.
Ürünlerimizin yüzde 95’i dikişsiz giyim teknolojisi ile üretiliyor”
Dikişsiz giyimde kullanılan yeni teknikler konusunda da öncü olduklarını söyleyen Alper Türk, ürünlerinin yüzde 95’inin dikişsiz giyim teknolojisi ile üretildiğini belirtti. Türk sözlerini şöyle sürdürdü: “Dikişsiz giyim, tekstilde oldukça inovatif bir üretim şekli. Ürünlerde kullanılan iplik çeşitleri ve örgü teknikleri özellikle spor kıyafetlerde her yöne esneyebilen, dikiş miktarı en az indirilmiş ve kullanıcıya konfor sunan ürünler elde etmemizi sağlıyor. Ayrıca bu teknolojik üretim şekli çift renk kullanımı, birleştirmeye ihtiyaç duymadan aynı ürün üzerinde farklı örgü teknikleri ile sporcunun ihtiyacına uygun ürün çıkarma noktasında oldukça işlevsel. Tüm ürünlerimizde sporcu ihtiyaçlarını göz önüne alarak nefes alabilen, spor yaparken kullanıcıyı rahat ettirecek aynı zamanda estetik görünümden taviz vermeyen ürünler ve malzemeler kullanmak önceliğimiz.”
Koleksiyonlarında koşu, yürüyüş ve antrenmanlarda konfor ve hareket rahatlığı sağlayan parçalara yer veren marka, ayrıca Alman kimya şirketi Rudolf Duraner’in Silverplus® gümüş iyon teknolojisini kullanarak ter kokusu ve bakteri oluşumuyla da mücadele ediyor.
“En geç 2023’ün başında kendi markamızın ihracatına başlıyoruz”
Markanın ilerleyen döneme ilişkin planlarına değinen Alper Türk, bir sonraki adımlarının, önümüzdeki 5 yıllık süreçte aktif giyim alanında; spor ayakkabı, aksesuar, spor dış giyim, çocuk aktif giyim ile ürün gamlarını genişletmek olduğunu söyledi. Ayrıca dikişsiz üretim ve tasarımda Ar-Ge süreçlerinin en önemli ayaklardan biri olduğuna dikkat çeken Türk, Ar-Ge çalışmalarında yeni örgü tekniklerini ve kullanıcıya artı fayda sağlayacak teknik özellikleri geliştirip test ettiklerini belirtti.
“Öncelikli hedefimiz; tüketici ile derin bir ilişki kurup sevilen bir marka (lovemark) olabilmek. Bu kapsamda da gerekli yatımları devreye alıyoruz” diyen Türk, ihracat planı ve hedef pazarları doğrultusunda önceliklerinin Avrupa olduğunu açıkladı. Burada odaklandıkları ülkelerin başında ise İngiltere ve Almanya’nın geldiğini aktaran Türk, sözlerini şöyle noktaladı: “En geç 2023’ün başında kendi markamızın ihracatına başlamayı planlıyoruz. Şimdilik, Avrupa Birliği, İngiltere, Rusya ve Avusturalya’da marka patent süreçlerimizi tamamladık. Amerika ve Kanada için sürecimiz devam ediyor.”