Bego Jeans; temiz denimin hikayesi

Ana Sayfa » Özel Haberler » Bego Jeans; temiz denimin hikayesi

Çevresel etkisi en yüksek tekstil ürünlerinden biri olan denimin tüm üretim zincirinde sürdürülebilir ve temiz bir üretim modelini hayata geçiren Bego Jeans, bu anlamda Türkiye’de ve dünyada somut bir başarı örneğini temsil ediyor. Çevresel etkiyi azaltmanın yanı sıra süreçlerinde çocuk işçi çalıştırmama, çalışan hakları ve sağlığı ile adil üretim gibi değerleri de benimseyen markanın oluşumuna varan yaklaşık 15 yıllık süreç, içinde pek çok hareketi barındırıyor. Bego Jeans’in kurucusu Abdulhalim (Bego) Demir ile kot kumlamaya ilişkin mücadelesinden Bego Jeans’e uzanan denim hikayesi ile sürdürülebilir ve temiz moda hareketini konuştuk.

Bego Demir 15 yaşında bir çocuk işçi olarak kot kumlama işinde çalışmaya başladı ve 2007 yılında tedavisi olmayan silikozis hastalığına yakalandı. Demir, sonrasında bu konuda kendisini harekete geçiren süreci şöyle anlattı; “Akciğerimin yüzde 46.2’sini kaybettiğimi öğrendiğimde bu bir kader olmamalı diye düşünüp araştırmaya ve sorular sormaya başladım. Yani aslında beni harekete geçiren ilk şey; para kazanmak için çalıştığım bir işin sağlığıma mal olmasıydı. Kot kumlamada çalışan işçi sayısı 5 ila 10 bin arasındaydı ve neredeyse tamamı kayıt dışı çalıştırılmıştı. O yüzden silikozis dünyada meslek hastalığı olarak kabul edilse de Türkiye’de işçiler kayıt dışı olduğu için hiçbir hak verilmiyordu. Bütün bu mağduriyetleri görmek çözüm için mücadele etmeme ön ayak oldu.”

Bego Jeans’in kurucusu Abdulhalim (Bego) Demir

Türkiye’de kot kumlamanın yasaklanması ve ilgili yasal düzenlemelere öncülük etti

2008 yılında doktorlar, sanatçılar, gazeteciler, avukatlar, aktivistler ve daha birçok meslekten insanın yer aldığı  Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi’ni kurduklarını söyleyen Bego Demir, çalışmalara hem sağlık hem de diğer iş sektörlerinde düzenli olarak bilgilendirici toplantılar yaparak başladıklarını dile getirdi. Mücadelede farkındalık yaratmak için çeşitli belgeseller, konserler, Ankara eylemleri, lobicilik faaliyetleri yaparak hem sektörün geleceği için hem mağdur olan işçiler için başarılı kazanımlar elde ettiklerine değinen Demir; “2009’da kot kumlama yasaklandı. 2010’da Bakanlar kurulu kararı ile silikozis, Hıfzıssıhha grubuna tabii edilerek yardımcı tedavileri ücretsiz hale geldi. 2011 yılında 6111 Sayılı Torba Kanunu’na 67-68 no’lu maddeler ekletilerek bütün silikozis hastalarına emeklilik hakkı verildi” dedi.

Demir ayrıca, zımparanın yanı sıra bugün Avrupa Kimyasal Ajansı tarafından tehlikeli kimyasallar sınıfına eklenmesine rağmen potasyum permanganatın da kot kumlama yasağından sonra halen daha sektörde yoğun olarak kullanıldığına dikkat çekti. Lazer kabinlerin işçi sağlığı ve iş güvenli önlemleri alınarak uygulandığında sorunun çözümüne katkı sunacağının altını çizen Demir, buna karşın sektörde çok az ağartma işleminin lazerle yapıldığını sözlerine ekledi.

“Dünya genelinde 100’den fazla markanın tedarik zincirinde kot kumlama yapmayacaklarını açıklamalarını sağladık”

Bu içerik sadece üyelere açıktır.

Dijital Dergi ve Özel Haberler arşivlerini görüntüleyebilmek için lütfen üye olunuz.
Yağmur Melis Şimşek
Yağmur Melis Şimşekhttps://www.textilegence.com/
Yağmur Melis Şimşek, Saint-Benoît Fransız Lisesi’nde eğitim görmüş, ardından Anadolu Üniversitesi’nde iki yıllık Fotoğrafçılık Bölümü’nü tamamlamıştır. Daha sonra lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nde sürdürmüş, mezuniyetin ardından ise 2017 yılında iş hayatına atılmıştır. Pek çok farklı projede, fotoğrafçılık ve grafik tasarımcılığın yanı sıra teknoloji alanında içerik ve haber yazarlığı gibi çeşitli pozisyonlarda yer alan Şimşek, 2021 yılından bu yana Textilegence’da dış haberlerde yardımcı editör olarak görev yapmaktadır.

Okumaya devam et

İlginizi çekebilir

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz
Captcha verification failed!
Captcha kullanıcı puanı başarısız oldu. lütfen bizimle iletişime geçin!