İzmir Körfezi’nde özellikle yılın belli dönemlerinde yoğunlaşan ve halk arasında ‘deniz marulu’ olarak bilinen ulva lactuca, plastik ambalaj yerine sürdürülebilir bir seçenek olarak bilimsel bir araştırmanın konusu oldu. Sürdürülebilir Kalkınma Gençlik Liderleri Eğitim Programı (SÜGEP) Akademi tarafından geliştirilen proje ile çevre kirliliği ve kokuya sebebiyet veren deniz marullarının ambalaj sektöründe ham madde olarak kullanılması hedefleniyor. SÜGEP Akademi’de eğitim alan ve deniz marulunun içeriğinde bulunan selülozun ambalaj sektöründe yoğun bir şekilde kullanılmasından hareketle ambalaj ham maddesi elde etmeye yönelik çalışmalarını sürdüren genç sürdürülebilirlik liderleri, topladıkları numunelerle AR-GE çalışması başlatacak. Çevrenin Genç Sözcüleri adlı uluslararası bir program çerçevesinde yürütülen çalışma kapsamında, yaz aylarına doğru bir prototip oluşturulacak.
SÜGEP Akademi Başkanı Umut Dilsiz sürdürülebilirlikle ilgili eğitimler alan gençlerin, hem çevresel sorunlara sürdürülebilir bakış açısıyla çözüm getirmeye çalıştığını hem de İzmir’in geneline yayılmış bir soruna eğildiğini söyledi. Öğrencilerin önce eğitimlerini aldığını, sonra da saha çalışmalarını yürüttüklerini aktaran Dilsiz; “Projenin odağında, iklim değişikliğinin bir sonucu olarak İzmir Körfezi’nde koku probleminin oluşmasına neden olan ve herkesin şikayetçi olduğu bir sorun var. Kokunun ana kaynağı, kıyı şeridi boyunca yayılmış olan ulva lactuca. Bu durum aslında çevre sorunu gibi gözükse de öğrencilerimiz yaptığı araştırmalarla ulva lactucanın potansiyel bir biyoçözünür ham madde olabileceğini tespit etti. Çoklu fayda yaklaşımı ile hem alglerin körfezden temizlenmesi hem de bir ham madde olarak ekonomiye kazandırılması hedefleniyor” dedi.
Avrupa plastik ambalaj istemiyor
Avrupa Birliği (AB) tarafından 2030 hedefleri doğrultusunda ithalat mallarında biyoçözünür ham madde kullanma zorunluluğu getiren düzenlemeyi hatırlatan Umut Dilsiz şu açıklamada bulundu: “Bu düzenleme, ihracatının yüzde 50’sinden fazlasını Avrupa Birliğine yapan ülkemiz için aşılması gereken önemli bir bariyer olarak ortaya çıkmış durumda. İş dünyamızın ihracata yönelik mallarda ambalaj tercihi plastikti. Ancak Avrupa plastiği istemiyor ve buna alternatif bir ham madde üretilmesi gerekiyor. Bizim projemizin odağında da bu var. Deniz marulu, tamamen doğal bir madde olduğu için sıfır atık misyonuna da hizmet eden bir yapıda. Şu anda plastiğe alternatif bir ham madde elde etmek üzere çalışıyoruz. Bu proje sonuçlandığı zaman hem körfezde kokuya yol açan ve popülasyonu aşırı artmış olan ulva lactuca temizlenerek çevre sorunu ortadan kalkacak hem de elde edilen atıklar endüstriye kazandırılmış olacak. Üstelik bunu yaparken çevreye hiç zarar vermeyecek.”