İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularında uluslararası ticaret arenasında ortaya çıkan ve çıkması muhtemel yeni sistemlerin Türkiye için oluşturacağı risk ve fırsatları değerlendiren İstanbul Tekstil ve Ham Maddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB), Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı kapsamında hazırladığı ‘Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Rehberi’ni yayınladı. Sürdürülebilirlik vizyonunu destekleyerek tekstil sektörünün yüksek katma değer üretmesini sağlamak ve rekabetçi sürdürülebilirlik yetkinliklerini artırmak amacıyla oluşturulan rehber, sürdürülebilirlik önceliklerinin ve takip edilmesi gerekli göstergelerin belirlenmesi için kapsamlı literatür taramalarıyla birlikte Küresel Raporlama İnisiyatifi (GRI) standartları da göz önünde bulundurularak Orbit Consulting uzmanlığında hazırlandı.
Sürdürülebilirliğin bileşenleri olarak; Çevresel Sürdürülebilirlik, Sosyal Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Sürdürülebilirlik konularının yanı sıra günümüzde tekstil sektörünün üzerine en çok yoğunlaştığı Sertifikalar konusuyla birlikte dört alanı içeren çalışma; İplik Sanayi, Kumaş Sanayi, Örme/Dokuma Sanayi, Boya/Apre Sanayi ve Konfeksiyon Yan Sanayi ürün gruplarını kapsıyor.
“Tekstil Sektörü Sürdürülebilirlik Rehberi, sürdürülebilirliğin firmaların tüm bileşenlerine adaptasyonuna yardımcı olacak”
Çalışmada yer alan verilere göre küresel olarak, 1,3 trilyon ABD doları değerindeki giyim sektörü, değer zinciri boyunca 300 milyondan fazla kişiyi istihdam ediyor. Bazı ülkelerde tek başına pamuk üretimi tüm istihdamın neredeyse %7’sini oluşturuyor. Bununla birlikte çevreyi en fazla kirleten sektörlerin başında yer alan tekstil ve moda sektörü, 2021 yılında açıklanan AB Tekstil Stratejisi ile Avrupa Komisyonu’nun da öncelik verdiği endüstriler arasında yer alıyor. Avrupa ülkeleri, dünyanın en büyük beşinci tekstil üretici ve ihracatçısı olan Türkiye’nin de en önemli ihracat pazarlarının başında geliyor. Bu nedenle ilk olarak 2019 yılında açıklanan Avrupa Yeşil mutabakatı kapsamındaki yeni düzenlemeler ile uyum Türkiye için büyük bir önem taşıyor.
İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz firmaların üretimden yönetim birimlerine kadar tüm platformlarını kapsayıcı nitelikte hazırlanan bu rehber çalışmasının, sürdürülebilirliğin firmaların tüm bileşenlerine daha kolay adapte edilmesine yardımcı olacağını belirtiyor.
Tedarik zinciri ‘yeşil’ olarak yeniden şekilleniyor
İklim değişikliği, arazi kullanımı ve kaynak kıtlığının tekstil sektörünün tedarik zincirini de şekillendirdiğine dikkat çeken Ahmet Öksüz, şirketlerin potansiyel ham maddeye erişim zorluklarının ise fiyat dalgalanmaları ve itibar risklerini de beraberinde getirdiğinin altını çizdi. Bu sorunun etkin bir şekilde yönetilememesinin, marjların azalmasına, kısıtlı gelir artışına ve daha yüksek maliyetlere veya sermayeye yol açabildiğini dile getiren Öksüz; “Fakat sürdürülebilirlik dönüşümüne entegre olan proaktif şirketler, marka itibarlarını ve yeni pazar fırsatları geliştirirken, fiyat dalgalanmalarına ve potansiyel arz kesintilerine maruz kalma durumlarını azaltabiliyor. Bununla birlikte, tekstil sektörünün tedarik zincirinde çalışma koşulları, işçi haklarının korunması, çalışan sağlığı ve güvenliği, adil ücret gibi kritik konular; tüketiciler, düzenleyiciler ve önde gelen şirketler arasında giderek artan bir endişe kaynağı olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
Tüm bu gelişmelerden hareketle küresel markaların kısa ve orta vadeli hedeflerinde sürdürülebilirlik hikâyesi olmayan ürünleri tedarik zincirinden çıkaracaklarını açıkladıklarını söyleyen Öksüz; “Sektörümüz de bu kapsamda büyük bir dönüşüm içerisine girdi. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat yaklaşımına yönelik olarak karbon ayak izinin azaltılması hedeflerini Türkiye İhracatçılar Meclisimiz ve Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde sektörümüzün tabanına yaymayı hedefliyoruz. Bu nedenle, yayınlamış olduğumuz bu rehber çalışması ile sektörümüzün karşı karşıya olduğu risk ve fırsatlara karşı firmalarımızın sağlam temeller kuracağına inanıyorum” şeklinde konuştu.