Nivo (yeni) ve go (harekete geçmek) kelimelerinin birleşiminden oluşan Nivogo markası, dünyayı hızla tüketen hızlı moda karşısında ‘yeni moda’ olan döngüsel dönüşüm hareketini Türkiye’de başlatıyor. Nivogo’nun Şubat 2021’de Kağıthane’de 3 kişilik bir ekiple 400 m²’lik bir apartman dairesinde başlayan yolculuğu, bugün 5.000 m2’lik alana ve ayda 100 bin ürün yenileme kapasitesine sahip, Türkiye’nin ilk ve en büyük yenileme merkezinde devam ediyor. Ayrıca yakın zaman önce, İstanbul’daki Akasya AVM’de yenilediği ürünleri satışa sunmak üzere Türkiye’nin ilk döngüsel mağazasını açan marka, döngüsel moda hareketine bireysel kullanıcıları da dahil ederek etki alanını genişletiyor. Markanın kuruluşundan günümüze kadar gelen hikayesini ve bu süreçteki deneyimlerini Textilegence’a anlatan Nivogo Kurucu Ortağı Arnas Akbaş, yalnızca 1 tişörtün sıfırdan üretimi için bile 2700 litre su kullanıldığı ve 2.1 kg karbon salımı gerçekleştiği düşünüldüğünde, bunun beraberinde getireceğini çevresel yıkımı önlemek adına döngüsel dönüşümün önemini vurguluyor.
Bu içerik sadece üyelere açıktır.
Nivogo, depolarda kullanıcılarıyla buluşamayan ürünleri hayata döndürerek döngüsel ekonomiye kazandırıyor
Nivogo’nun ortaya çıkmasının altında yatan farkındalığın, kariyeri boyunca kurumsal şirketlerde çalışırken tanık olduklarına dayandığını söyleyen Arnas Akbaş, başlangıç sürecini şöyle özetliyor:
“Dünyanın pek çok farklı yerinde pek çok farklı marka ile çalıştım. Moda sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin depoları çoğunlukla kullanıcıyla buluşamamış ancak tekrar hayata döndürülebilecek ürünlerle doluydu ve firmalar da bu durumdan rahatsızdı. Fakat çoğu şirket bu durumla baş edebilecek bir sisteme sahip değildi. Hepimizin birebir tanık olduğu bu duruma bir son verebilmek için; modada sürdürülebilirlik ve döngüsellik üzerine araştırmalar yapmaya ve arkadaşlarımla bu konu üzerinde nasıl harekete geçebileceğimize dair fikirler üretmeye başladık ve bu da bizi bugün Nivogo’nun olduğu yere getirdi. Bizim motivasyonumuzun temelini, daha sürdürülebilir bir dünyayı mümkün kılmanın yanı sıra bu konuda farkındalık yaratarak döngüsel dönüşüm hareketimizi kuvvetlendirmek oluşturuyor.”
“Bir buçuk yılda 3 milyar litre su tasarrufu sağladık, binlerce ton karbon emisyonunu önledik”
Fikir aşamasında, hem markaların lineer iş modellerini döngüselleştirebilecekleri hem de kullanıcıları döngüsel dönüşüm hareketlerine dahil edebilecekleri bir iş modeli kurguladıklarını belirten Arnas Akbaş, sonrasında kendi teknolojik altyapıları ve çözümleriyle yenileme merkezini hayata geçirdiklerini söylüyor. Akbaş, kurulduğu günden bu yana hacmi 36 kat artan yenileme merkezinde son 12 ayda işleme aldıkları 300 binden fazla ürünü, şu ana kadar ise 500 binden fazla ürünü yenilediklerini söylüyor. Böylece şu ana kadar 3 milyar litrenin üzerinde su israfını önlediklerinin ve binlerce ton karbon emisyonunun önüne geçtiklerinin altını çizen Akbaş, ürün sayısındaki artışa bağlı olarak, gelecekte yeni bir yenileme merkezi açmanın planları arasında yer aldığını aktarıyor.
“Nivogo’da hiçbir ürün atık haline gelmiyor”
Arnas Akbaş güvenli bir hizmet verebilmek adına fiziksel veya dijital bir faturası/sertifikası olan ürünleri almaya dikkat ettiklerini söylüyor. Ayrıca bu belgelere sahip olmayan ürünleri de yenileyerek ihtiyaç sahipleriyle buluşturdukları bir bağış programları olduğunu belirten Akbaş, yenilenemeyen veya ileri dönüşüm ile kurtarılamayan ürünlerin ise daha sonra diğer ürünlerin yenileme ve tadilat işlemlerinde yararlanılmak üzere materyallerine ayrıldığını dile getiriyor. “Bu yüzden Nivogo yenileme merkezine gelen ürünler durumları ne olursa olsun atık haline gelmiyor, döngüsel ekonomiye kazandırılıyor” diyen Akbaş, yenileme merkezinde gerçekleşen işlemleri şöyle anlatıyor:
“Yenileme merkezimize gelen ürünlerin ilk iş olarak durumları incelenerek, her birine ihtiyaç duydukları işlemlerin uygulanacağı istasyonları belirlemek ve takip etmek amacıyla kendi geliştirdiğimiz yapay zeka temelli bir NivoKod tanımlanıyor. NivoKod ile tanımlanan ürünler, teknolojimizin belirlediği rota optimizasyonuna göre döngüsel dönüşüm yolculuğuna başlıyor. İlgili atölyelere giderek yenilenen ürünlere son aşamada; geliştirdiğimiz yapay zeka temelli akıllı fiyatlandırma teknolojisi ile yenilenen her ürünün ilk hali, geçtiği işlemler, son hali, kalite kontrol puanı, yılı, sezonu vb. parametrelere göre özel ve adil bir fiyatlandırma yapılıyor. Böylece ürünlerin döngüsel dönüşüm rotasını tamamlamış oluyoruz.”
“Türkiye’nin 81 ilinden her kullanıcıya ulaşmayı hedefliyoruz”
Arnas Akbaş hızlı üretim ve tüketim alışkanlıklarının döngüsel bir iş modeli kurmayı zorlaştıran faktörlerin başında geldiğine dikkat çekerek, bunların yarattığı sonuçlara bir dur diyebilmek konusundaki kararlılıklarının ve inançlarının bu süreçte kendilerine yardımcı olduğunu söylüyor. Akbaş; “Aldığımız yatırımlar, ödüller; sürdürülebilir bir dünya için çalışmak ve döngüsel iş modelimizi yaratmak konusunda hedeflerimizi artırmaya yardımcı olurken bizi de oldukça motive etti. Hala öğrendiğimiz ve geliştiğimiz bu süreçte hem sektöre hem de döngüsel dönüşüm konusunda heyecan duyan, harekete geçmek isteyen insanlara iyi bir örnek olmayı hedefliyoruz” diyor.
Yakın zaman önce Akasya’da Türkiye’nin ilk döngüsel mağazasını açtıklarını hatırlatan Akbaş, bireysel kullanıcıları da döngüsel dönüşüm hareketlerine dahil edebilmenin, fiziksel mağazalarını açmak konusundaki en önemli motivasyonları olduğunun altını çiziyor. Şu an proje aşamasında olan online platformlarıyla ise etki alanlarını katlayarak genişletmeyi ve Türkiye’nin 81 ilinden her kullanıcının, sundukları döngüsel alışveriş deneyiminden yararlanabilmesini amaçladıklarını aktaran Akbaş; “Dünyada yıllık ortalama 85 milyar tekstil ürününün atık haline geldiği bir durumda, amacımız yatırımlarımızı tek bir ürünün bile atık olmadığı dünyayı tasarlamak için kullanmak olacak” diyor.