9 C
İstanbul
Çarşamba, Kasım 27, 2024

Söke pamuğu, AB’de tescillenen ilk pamuk ürünü olarak tarihe geçti

Anadolu’nun yerel değerlerinden biri olan Söke pamuğu,...

Textilegence Eylül Ekim 2024 sayısı yayınlandı

Dokumadan baskıya, eğirmeden teknik tekstillere en güncel...

Biancalani ‘Tekstil Severler’ arasında yerini aldı

Biancalani Textile Machinery, Prato’daki Museo del Tessuto’yu...

1 Hour Shirt; hızlı modadan adil modaya

Fashion Revolution Germany ve döngüsel moda markası...

Nivogo: Türkiye’de ‘geleceği değiştiren moda’ döngüsel dönüşüm

Nivo (yeni) ve go (harekete geçmek) kelimelerinin...

Bego Jeans; temiz denimin hikayesi

Çevresel etkisi en yüksek tekstil ürünlerinden biri...

TGSD rekabette sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüme vurgu yapıyor

GüncelTGSD rekabette sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüme vurgu yapıyor

- Haber Sponsoru -

Türk tekstil ve giyim sektörünün önde gelen çatı örgütlerinden Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Türkiye’nin hazır giyim ihracatının yarısından fazlasını gerçekleştiren 400 üyesi ile güçlü bir temsil gücüne sahip bulunuyor. Dernek yıllardır giyim sektörünün kurumsallaşma, inovasyon ve sürdürülebilirlik konularında dünya markası haline gelmesi için yapılan çalışmalara liderlik ediyor. Son genel kurul kararıyla iki başkanlı ‘Müşterek Başkan Sistemi’ne geçiş yapan TGSD, liderlik misyonunu bu atılımla bir kez daha pekiştirdi. TGSD Yönetim Kurulu Müşterek Başkanları Sanem Dikmen ve Ramazan Kaya iki yıl boyunca dernek yönetimini üstlenecek. ‘Müşterek Başkan Sistemi’ ile cinsiyet farkı gözetmeme ilkesini sadece sözde bırakmayarak uygulamaya geçirdiklerini belirten Ramazan Kaya, pandemi sonrası Türk tekstil sektörünün durumunu ve ortaya çıkan ihtiyaçlarını Textilegence’a değerlendirdi.

TGSD: “Dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim sektör için bir zorunluluk”

Türkiye’nin iş ortakları arasında yer alan birçok küresel giyim ve moda markasının, 2025’ten itibaren tedariklerini sürdürülebilir kaynaklardan karşılamaya başlayacaklarını vurgulayan Ramazan Kaya, hazır giyimde en büyük pazarımız olan AB’nin, ‘Yeşil Mutabakat’ ile 2050’de Birlik sınırları dahilinde sıfır karbon hedefini ilan ettiğini hatırlattı. Tüm bu gerçekler ışığında bakıldığında ‘dijitalleşme’, ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘çevre dostu üretim’ konularının tercihten öte bir zorunluluk olarak karşımıza çıktığını ifade eden Kaya, Türk hazır giyim sektörünün bu üç alanda rakip birçok ülkeye göre sahip olduğu avantajları şu şekilde açıkladı:

“Küresel tedarik zincirindeki değişime paralel olarak Avrupa merkezli markaların yakın coğrafyadan ihtiyaçlarını karşılama arayışı sektörümüz adına önemli fırsatları barındırıyor. Diğer taraftan yıllık 100 milyar dolarlık hazır giyim ithalatı bulunan ABD pazarı sektörümüz için büyük potansiyel vaat ediyor. Önümüzdeki dönemde oluşabilecek talepleri göz önünde bulundurarak salgın öncesi yüzde 86 doluluğa ulaşan mevcut üretim kapasitemizi hızla arttırmamız gerekiyor. Bir taraftan yeni fabrikalar kurarken diğer taraftan mevcut tesislerimizde teknolojik alt yapıyı hızla yenilemek durumundayız.”

“Dijital dönüşüm için devlet desteği büyük önem taşıyor”

Pandemi ile birlikte başlayan seyahat kısıtlamaları nedeniyle teknoloji ve dijital altyapı ihtiyacının arttığını söyleyen Ramazan Kaya, Türkiye’de bu konuda altyapı yetersizlikleri olduğunu belirtti. Mevcut bütün teşviklerin bina ve insan üzerine kurulu olduğunu aktaran Kaya, devlet desteğinin odağının dijital değişim ve dönüşüm konularına kayması gerektiğini dile getirdi. Kaya, Türkiye’nin sektörde hız avantajını kaybetmemesi ve bu alanda coğrafi konumunu fırsata çevirebilmesi için devlet desteğinin oldukça önemli olduğunu belirtti.

TGSD müşterek başkanları: Sanem Dikmen, Ramazan Kaya

Türkiye 2020 yılını ihracatta yalnızca yüzde 3,1’lik kayıp ile kapattı

2020 yılının Türk hazır giyim sektörünün hızını ve uyum yeteneğini bir kez daha deneyimlediğimiz bir yıl olduğunun altını çizen Ramazan Kaya, pandeminin etkisi ile hazır giyimde hem dış hem de iç pazarda daralma yaşandığını söyledi. 2019’da 493 milyar dolar olan dünya hazır giyim ihracatının 454 milyar dolara gerilediğini aktaran Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yurt içinde hazır giyim markalarının ciroları yarıya yakın düştü. Hazır giyim pazarı daralırken dünyada maske ve tulum gibi koruyucu giysilere olağanüstü bir talep oluştu. Firmalarımızın hızı ve uyum yeteneği burada devreye girdi. Birkaç ay içinde 3 milyar TL’nin üzerinde yatırımla maske ve koruyucu kıyafetlerle ilgili büyük bir kapasite yaratıldı. Türkiye bu alanda Çin’in ardından ikinci üretici konumuna geldi. 2020’de 1,4 milyar doların üzerinde maske ve koruyucu giysi ihracatı gerçekleştirdik. Böylece hazır giyim ihracatındaki daralmayı minimize edebildik. İhracatta 2020’yi sadece yüzde 3,1 kayıpla kapattık.”

İhracatta ciddi bir kayıp yaşanmasına rağmen sektör istihdam oranları ile şaşırttı. Kaya pandemi ile mücadeleye rağmen sektörün salgının başında 592 bin olan istihdam sayısının Mart 2021 itibarı ile 633 bine ulaştığını belirtti.

İhracat birim fiyatındaki düşüş devam ediyor

Tüm bu olumlu gelişmelerin yanı sıra olumsuzluklar hanesinde yer alan en önemli konunun kilogram başına ihracat birim fiyatındaki düşüşün devam etmesi olduğunu söyleyen Kaya; “İhracat birim fiyatımızda son birkaç yıldır görülen düşüş pandemi döneminde de ne yazık ki devam etti” dedi.

Hazır giyim sektörünün ihtiyacı olan malların fiyatlarında Kasım 2020’den bu yana ciddi artış kaydedildiğini aktaran Kaya, bunun yanı sıra navlun ve lojistik maliyetlerinin de dört beş kat arttığını açıkladı. Bu nedenle üretim maliyetlerinin de yükseldiğini belirten Kaya; “Fiyat tutturmakta zorlanıyoruz. Sektör olarak ihtiyacımız olan ham madde ve ara malları elbette yerel kaynaklardan karşılamayı tercih ederiz. Ancak ülkemizde üretilmeyen ya da yetersiz olan ham madde ve ara malların yurt dışında tedariki konusunda devletimizin kolaylaştırıcı olması, ek vergi duvarlarını kaldırması gerekiyor” şeklinde konuştu.

TGSD İstanbul Moda Konferansı’nı 6 Ekim’de yeni adıyla gerçekleştirecek

“Pamuk stratejik ürün ilan edilmeli”

Türkiye’nin halen küresel organik pamuk üretiminin yüzde 10’unu gerçekleştirdiğini söyleyen Ramazan Kaya; “Mevcut ihracatımızı korumak ve daha yukarılara çıkarabilmek için zaman kaybetmeden pamuk ‘stratejik ürün’ olarak ilan edilmeli. Organik pamuk üretimini cazip hale getirecek yeni teşvik mekanizmaları geliştirmeli” dedi. Kaya ayrıca kredi faizlerinin yüzde 20’nin üzerinde olması ve vadelerin kısalığının yatırım planlarını olumsuz etkilediğini dile getirirken sektöre tek haneli faizle kredi imkânı sunulması halinde ciddi yatırımlar yapılacağını savundu.

TGSD İstanbul Moda Konferansı’nı 6 Ekim’de yeni adıyla gerçekleştirecek

Küresel markaların önde gelen temsilcilerini İstanbul’da buluşturan İstanbul Moda Konferansı’nın adını daha kapsayıcı olması için ‘İstanbul Hazır Giyim Konferansı’ şeklinde değiştirme kararı aldıklarını açıklayan Ramazan Kaya; “6 Ekim’de 14’üncü organizasyonumuzu İstanbul Hazır Giyim Konferansı adı altında düzenleyeceğiz. Önceki yıllarda konferansın ikinci gününü alım grupları ile firmalarımız arasında B2B görüşmelere ayırıyorduk. Bu yıl konferansımız pandeminin sürmesi nedeniyle geçen yıl olduğu gibi yine dijitalden yayınlanacak ve tek gün olacak” dedi.

Diğer haberlere göz atın

Yazarın diğer haberleri

Diğer etiketlere göz atın:

En çok okunan haberler